HEKİM VE SAĞLIK ÇALIŞANIN HAKKI
Sağlık
hizmetinin sunumu bir ekip işidir. Geleneksel sağlık hizmeti sunumunda
etkin olan hekimdi. Çağdaş hizmet anlayışında ise, tek başına yeterli
olmamasından dolayı sağlığı ilgilendiren değişik konularda eğitim almış
kişilerle birlikte bu hizmetlerin verilmesi gerekliliği benimsenmiştir.
Bu ekibin birer halkası olan her bir sağlık çalışanı hastalar gibi
aşağıda sıralayacağımız bazı haklara sahiptirler. Bu haklar aşağıdaki
sıralanmaktadır .
1. Hekimlerin/Sağlık Çalışanlarının Nitelikli Bir Eğitim Görme ve Kendini Yenileme Hakkı
Tıp
biliminin hızlı gelişmesi, hizmet alanının hayati önem taşıması ve
yüksek risk içermesi nedeniyle etkin, kaliteli ve sürekli kendini
yenileyen bir eğitim anlayışı ile eğitilmelidirler. Ayrıca eğitimlerini
tamamladıktan sonra da güncel gelişmeleri takip edip, hizmet içi
eğitimlerle, konferanslar ve seminerlerle bilgilerin tazelenip
geliştirilmesi sağlanmalıdır. Bu onların en temel haklarından birisidir.
2. Hekimlerin Çağdaş Bilimsel Tıp Olanaklarını Uygulama Hakkı
Artık
hekimlik mesleği de gelişen teknoloji ile paralel olarak iletişim ve
bilgisayar teknolojisine ihtiyaç duymaktadır. Tıp eğitiminde yüksek
teknolojinin tıptaki uygulama alanları ile tanışan bir hekimin iş
yaşamında tanı ve tedavide söz konusu gelişmeleri yaşamayı istemesi
hakkıdır.
Burada
amaç her toplumun ve ülkenin kendi imkanları doğrultusunda basamaklı
sağlık hizmeti kurarak ve sevk işlemini işleterek güncel gelişmelere
uygun hizmeti sunabilmektir.
3. Hekimlerin/Sağlık Çalışanlarının Mesleğini Uygularken Etik İlkelere Bağlı Olma Hakkı
Gerek
hekimlik mesleğinin gerekse diğer sağlık personelinin görevlerini
yerine getirirken mesleklerinin gerektirdiği duyarlılık ve ciddiyetle,
etik ilkelere bağlı kalarak hizmet sunmakla yükümlüdürler. Mesleklerini
icra ederken birçok etik ikilemlerle karşılaşmaktadırlar. Bunlar
politik, kültürel, toplumsal ve ekonomik değerler olabilir. O nedenle
mesleklerinin gerektirdiği sorumluluk bilinci ile hiçbir şeyden
etkilenmeden, etik kurallara bağlı kalarak hizmet sunma hakları vardır.
4. Hekimlerin Ve Sağlık Çalışanlarının Baskı Altında Olmadan Mesleklerini Uygulama Hakkı
Meslek
icra edilirken oluşabilecek her türlü baskı girişim ya da özgürlük
sınırlaması mesleğin doğasıyla çelişmektedir. Oysa gerek hekimler/sağlık
çalışanları mesleğe başlamadan önce tüm insanlara ayırt etmeden eşit
şekilde hizmet edeceğine dair yemin ederek başlar. Bu nedenle yapılacak
politik, sosyal ve fiziksel baskılar asla kabul edilemez. Mesleki
sorumlulukları çerçevesinde hiçbir şeyden etkilenmeden baskı altında
bırakılmadan hizmet vermeye hakları vardır.
5. Hekimlerin/Sağlık Çalışanlarının Kendi Değerlerine Ters Düşen Durumlardan Kaçınma Hakkı
Sağlık
hizmetleri belirli ilke ve prensipler çerçevesinde sunulan
hizmetlerdir. Hasta- hekim/sağlık çalışanı ilişkisi belirli değerlere
saygı duyulması ilkesinde şekillenir. Bir sağlık çalışanından kendi
değerlerine ters düşen bir hizmet talep edilemez. Sağlık çalışanı görevi
açısından olumsuzluk yaratmayacak şekilde kendi değerlerini
savunabilir.
6. Hekimlerin/Sağlık Çalışanlarının Kendi ve Ailelerinin Sağlığını Koruma Hakkı
Sağlık
hizmetleri yapısı itibarı ile çok fazla risk barındırmaktadır. Sağlık
çalışanları görevlerini yerine getirirken birçok hastalığa ya da iş
kazasına maruz kalmaktadır. Bunların kimisi ölümcül olabilmekte ya da
sakatlıklara sebebiyet vermektedir. Bu nedenle sağlık çalışanı bu
risklerin en aza indirileceği koşullarda çalışmayı isteme hakkı
mevcuttur.
7. Hekimlerin/Sağlık Çalışanlarının Yeterli Bir Gelir Düzeyi Talep Etme Hakkı
Hekimlik
meleğinin uzun ve meşakkatli oluşunun yanı sıra, sağlık hizmetlerinin
barındırdığı riskleri göz önüne alacak olursak, hizmetlerinin karşılığı
da adalet ve hakkaniyetle ödenmelidir.
8. Hekimlerin/Sağlık Çalışanının Yönetsel Süreçlere Katılma Hakkı
Gerek
bulundukları kurumlarda gerekse ülke ilgili yönetsel süreçlerde görev
alma ya da sağlıkla ilgili mevzuatlarda görüş bildirme hakkına
sahiptirler.
9. Tanıklıktan Çekilme Hakkı
Hekimler
meslek sırrı nedeniyle hasta ilgili öğrendiği bilgileri nedeniyle
tanıklık etmekten kaçınabilir.(CMK.m.46) Hekimler bu sırları (bilgileri)
izinsiz olarak açıkladığında meslek sırrını ifşa suçunu işlemiş
olurlar. Eğer hekim bu hakkı kullanacaksa duruşmadan önce dilekçesini
verir, durumu mahkemeye bildirir. Ancak ceza davalarında duruşmaya
gitmek ve bu hakkı kullanacağını belirtmek zorundadır.
10. Acil Hizmetlerin Hızır Ambulans Sistemi İle Gerçekleştirilmesi
Acil
durumlarda hekim hastaya gitmezse taksirle ölüme sebebiyet vermekten
suçlu bulunur. Teknolojide ve ulaşımdaki olanakların hızla gelişmesiyle
birlikte acil ambulans/taşıma sistemleri oluşturulması, böyle durumlarda
ilgili yerlere (evlere, işyerlerine vb.) ulaşabilmesi gereklidir.
Böylece hekimler gereksiz yere hizmet verdiği kurumda ayrılmaz ve
hizmetin devamı sağlanmış olur.
11. Hekimin Hastayı Reddetme Hakkı
Kamuda
ve diğer tüzel kuruluşlarda hekim hastayı reddetme hakkına sahip
değildir. Özelde bile çalışsa hekim tek hekimse hastayı kabul etmek
zorundadır. Deprem, savaş, sel gibi felaket durumlarında tüm hastalara
bakmak zorundadır. Ancak hekimin resmi ya da insani görevini yerine
getirmesi hariç olmak üzere mesleki ve kişisel sebeplerle hastaya
bakmayabilir (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü 18.m).
12. Hekimin Danışma/ Konsültasyon İsteme Hakkı
Hekimlik
mesleği artık tek başına karar verici durumundan “ karar veren bir
ekibin üyesi” konumuna gelmiştir. Hekimin gereksinim duyduğu anda
konsültasyon ya da danışma hakkı vardır.
13. İyileşme Garantisi Vermeme Hakkı
Tedaviye
gelen hasta ile hekim arasında bir sözleşme yapılmış olur. Bundan
dolayı hekim başladığı tedaviyi sonuçlandırır, eksiklikleri tamamlar ve
hastayı iyileşinceye kadar izler. Hekimin bu sözleşmede tamamen iyileşme
garantisi verme zorunluluğu yoktur. (Diş, estetik cerrahisi ve ortopedi
protezleri hariç ) Bilimsel gereklere uygun olarak tanıyı koyar ve
gerekli tedaviyi uygular. Sonucun kesinlikle şifa ile sonuçlanmamasında
dolayı tenkit edilemez (TDT 13. m).
14. Hastalara Yeterli Zaman Ayırma Hakkı
Hekimde
hastasına gerekli özeni göstermesi, bilgi ve belgeleri iyi kaydetmesi,
hastaya hastalığı ile ilgili bilgi vermesi beklenmektedir. Hekimin
hastasına bunları verebilmesi için ayrıntılı zamana ihtiyacı vardır.
Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinin 10. maddesine göre “ her servis normal
polikliniğinde günde bir uzman 20 hastadan fazla hastaya bakamaz. Ancak
fazla hasta başvurursa başka bir hekim görevlendirilir”. Bir hekimin
hastasına en az 20 dakika ayırması genel bir kabuldür. Çünkü hekim
hastasına yararlı olabilmek için ayrıntılı inceleme yapmak ister ve bu
da onun en doğal hakkıdır.
15. Tedavi Yöntemini Seçme Hakkı
Hastalıkların
tedavisinde birden fazla yöntem varsa hekim istediğini seçmekte
özgürdür (TDT 6.m). Fakat en çok bilinen ve güvenilirliği kanıtlananı
seçmelidir. Ayrıca hekimler tedavi için hastaya önerdikleri ilaç ve
tavsiyelere uyulmasını isteme hakkına sahiptirler.
Hekimin Yükümlülükleri
Hekimler
hastalarının sağlığına, kişiliğine, iç hukuk ve milletler arası
hukuktan doğan haklarına saygı göstermekle yükümlüdür. Hekimlerden
beklenen, tıp mesleğinin gerektirdiği bilgi ve tecrübeye sahip olmaları,
mesleklerini uygularken yeterli dikkat ve özeni göstermeleri, hukuk ve
etik kurallara uygun hareket etmeleridir .
Hastasının
sağlığını düzeltmek için büyük bir özveri ile çalışan hekimin, haksız
suçlamalardan korunabilmesi için, hukuksal açıdan da kusursuz hareket
etmesi, görev, yetki ve sorumluluklarını çok iyi bilmesi gerekir. Bu
nedenle hekim/sağlık çalışanı, tıbbi girişimin hukuka uygunluğu için
Aydınlatılmış Onam (Rıza) Alınması, yasaların suç saydığı tıbbi
girişimlerin yapılmaması, Tıbbi girişim için uygun ve yeterli koşulların
(ekip, ekipman, araç, gereç) olması, uygun ve geçerli bir tıbbi
yöntemin seçilmesi, tıbbi girişim boyutunun onama uygun olması, tanı ve
tedaviye yönelik tüm tıbbi girişimlerin kaydedilmesi, büyük cerrahi
girişimler için onamın yazılı olması gerekir. Basit girişimlerde sözlü
onam yeterli olabilir, fakat bunun ispatı güçtür. Tıbbi kayıt ve
bunların hasta açısından gizliliği hukuki bir zorunluluktur. Hastanın
tedavi ve takibi açısından büyük öneme sahiptir. Adli raporların
hazırlanmasında temel dayanak noktalarını oluşturur. Tıbbi kusur iddiası
olan olgularda, hekimin kendisini savunmasında büyük öneme sahiptir .